Besinlere bağlı istenmeyen reaksiyonlar insanlık tarihi kadar eskidir. İlk kayıtlı bilgiler Hipokrat zamanından günümüze ulaşmış ve Roma döneminde herkes için besleyici olan besinlerin bazıları için öldürücü olabileceğini belirten bilgilere ulaşılmıştır. Günümüzde özellikle gelişmiş batı ülkelerinde giderek artan oranlarda besin alerjisi görülmektedir. Besin alerjisi sıklığında; diyet içeriklerinin değişmesi (yüksek oranda antioksidanlar, yağlar ve yüksek enerjili besinler) , D vitamini kullanımı, besinlerin hazırlanma yolları (kızartılmış, fırınlanmış veya kaynatılmış fındık gibi), ağzı yoluyla alımın gecikmesi, anne ve bebek diyeti, ciltle temas ve antiasit kullanımı gibi nedenlere bağlı olarak artmaktadır. Çalışmalar sonucunda ailelerin yarısı, çocuklarında besin alerjisi olduğunu düşünmektedirler.
Çocuklarda en sık besin alerjisine inek sütü, yumurta, fıstık, kabuklu yemişler, soya, buğday ve deniz ürünleri neden olurken iken erişkinlerde fıstık, kabuklu yemişler ve deniz ürünleri neden olmaktadır. Besin alerjisi, bebeklerde ve oyun çocuğu dönemlerinde yüksekken (%4-8), yaşla beraber azalmakta ve erişkinlerde yaklaşık %4’e gerilemektedir. Yenidoğan bebeklerin yaklaşık %2,5’u 1 yaşına kadar süte bağlı alerjik reaksiyon geliştirmektedir. Erken çocuklukta yumurtaya kaşı %1,5 ve fıstığa karşıda %0,5 oranında besin alerjisi görülmektedir. Bu çocukların yaklaşık %35’inde ilerleyen yaşlarda diğer besinlere karşı da alerji gelişebilmektedir. Ayrıca orta ve şiddetli cilt alerjisi bulunan çocukların %35’inde ve astımlı çocuklarında hışıltı atağının %6’ında besin alerjisine bağlı nedenlerden geliştiği gösterilmiştir. Fıstık alerjisi genellikle 6 yaşından sonra besin alerjisinin önemli bir nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Fıstık alerjisi görülme sıklığı yaşla beraber artarken, sadece %20’sinin düzeldiği görülmüştür. Diğer taraftan süt ve yumurtaya bağlı besin alerjisi belirlenen çocukların %80’i 5 yaşına gelmeden düzelebilmektedir.
Genel olarak: Huzursuzluk, gece sık uyanma, kilo almada azalma, kilo kaybı
Ciltte: Kaşıntılı kabarıklık, kızarıklık, kabuklanma,
Solunumla ilgili: Bahar nezlesi, sürekli boğaz temizleme, öksürük, hırıltılı solunum, sık öksürük, sık bronşit, astım, ciddi alerjilerde nefes darlığı ve tıkanıklığı
Mide-Barsakta: Sık kusma, kanlı, sümüksü veya mukuslu ishal, kabızlık, şiddetli karın ağrısı,
Ciddi hastalarda ağır alerjik reaksiyon (Anaflaksi)
Çocuklarda, besin alerjisinin sadece bir besine karşı gelişmesi nadirdir. Erken bebeklik döneminde süt ve/veya yumurta alerjisi olan bir çocukta, ilerleyen yaşlarda, fıstık gibi başka bir besine karşı sıklıkla alerji gelişebilmektedir. Birbirleriyle ilişkisi olmayan besinler arasında karşılıklı etykileşim oluşabilmektedir. Bu nedenle testlerle elde edilen sonuçlarla çocuklara gereksiz diyet kısıtlanması uygulanabilmektedir. Diyet kısıtlamaları çocuğun ve ailenin hayat kalitesini önemli düzeyde etkileyeceği ve bazı temel besin maddelerinde de mahrum kalacağı her zaman akılda tutulmalıdır. Besin alerjisi tanısı konulurken azami dikkat gösterilmelidir.
Testler mutlaka alerji ve immünoloji uzmanlarının sorumluğunda yapılmalıdır. Çıkan yanlış veya eksik sonuçlar, gereksiz diyetler yapılmasına veya tanıda gecikmelere neden olabilir. Özellikle büyüme ve gelişme döneminde olan çocukların önemli bir besin öğesinden mahrum bırakılması geleceğine yönelik istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
1- Ciltten alerji testi
2- Kandan alerji testi
3- Şüphe duyulan besinin diyetten 1 ay süre ile çıkarılması
a. Şikâyetlerin kaybolup kaybolmadığının belirlenmesi
b. Besini tekrar verilmesi ile oluşacak belirtilerin gözlenmesi
4- İleri düzey alerji testleri (bileşene dayalı tanı yöntemleri)
Diyetin düzenlenmesi ve sorumlu besinden kaçınma
Hasta ve ailenin eğitimi
Kazara alımın engellenmesi
Oluşan hastalıkların tedavisi
Acil durumların tedavisi
Oluşan yan etkilerin tedavisi
Beslenmenin izlenmesi
Büyüme gelişmenin izlenmesi
Psikolojik sorunların izlenmesi (uyum sorunu, koru ve depresyon gibi)
İşletmenizin sunduklarıyla ilgili heyecan verici neler var? Bunları burada dile getirebilirsiniz.
Şüpheli besin tüketildikten sonraki 2 saat içinde eğer aşağıdaki bulgulardan herhangi ikisi gelişmiş ise bu acil bir durumdur ve size hekiminiz tarafından daha önce reçete edilen PENEPİN adlı adrenalin enjektörünü kullanmanız gerekmektedir.
Bunlar:
1- Vücudunda kızarıklık, ciltte şişlik kabartı
2- Zor nefes alma, hırıltılı solunma ve sık soluma
3- Bayılma, kalbinin hızlı atması veya yavaş atması, tansiyon düşüklüğü
4- Şiddetli karın ağrısı, art arda kusma veya şiddetli ishal
Bebeklik döneminde süt alerjisi tanısı alan çocukların %50’si 1 yaşında, %70’i 2 yaşında %85’i 3 yaşında alerjileri tamamen kaybolur. Süt alerjisiyle beraber astım ve bahar nezlesi gibi hastalıkları da varsa alerjinin düzelme şansı azalır ve çocukların % 21’inde 16 yaşında halen süt alerjileri devam eder. Yumurta alerjisi olan çocuklarda bu oran daha yüksekti
Detaylı cevaplar yakında burada
Yumurta alerjisi de süt alerjisi gibi sık görülen bebeklik alerjilerinden birisidir. Benzer şekilde yumurta alerjisi de erken çocukluk döneminde %80oranında düzelir. Süt alerjisinden önemli bir farkı ise ısıtılma ve fırınlanma gibi işlemlere yumurta sarısı proteini daha hassastır. Özellikle pişmiş yumurta alerjisi olan çocuklarda fırınlan
Yumurta alerjisi de süt alerjisi gibi sık görülen bebeklik alerjilerinden birisidir. Benzer şekilde yumurta alerjisi de erken çocukluk döneminde %80oranında düzelir. Süt alerjisinden önemli bir farkı ise ısıtılma ve fırınlanma gibi işlemlere yumurta sarısı proteini daha hassastır. Özellikle pişmiş yumurta alerjisi olan çocuklarda fırınlanmış ürünlere daha az alerji görülebilmektedir. Ancak yumurta alerjisi olan kişilerde astım sıklığında artış ve daha sık fındık fıstık gibi kuruyemiş alerjisi görülmektedir.
Bebeklik döneminde